Sıcak Bir Yaz Hatırası

Ankara acayip bir kışı geride bırakıyor, pek çetindi. Mart bakalım neler getirecek? Havalar ısınmaya başlayınca yazı özlediğimi farkettim, geçen yaz memlekette cereyan eden olaylar herkesi olduğu gibi bizi de çok üzdü. Doğrusu yazdan pek de birşey anlamadık. Ailecek başka talihsizlikler de yaşayarak şükür deyip 2016'yı kapattık. 
2017 Feraye ile başladı, umarım ailemize ışık olur abisi gibi. Zaman sevimsizse de mekana haksızlık etmemeli. Çünkü geçen tatil döneminde kısa zamanda şahane yerler gördük ki bu yazı kısa bir rota yazısıdır. Malum rota yazıları benden sorulur, madem plan benim servis de benden olsun...


Birkaç senedir Isparta Keçiborlu'daki lavanta bahçelerini görmek istiyorduk. Çiçekli zaman Temmuz başı. Bu yıl izinler denk geldi, plana dahil oldu. Soluğu Kuyucak Köyü'nde aldık. Şanslıyız da zira akrabamız Ziya Doğan Kuyucak Köyü'ndeki lavanta üretimi ve arıcılık işinde öncülerden.




Eşi Hasibe Teyze ile bizi şahane ağırladılar. Ayrıntılı yazacağım inşallah, o zamana kadar merak edenler buradan buyursun; http://lavantabali.com.tr/ ,http://www.sabah.com.tr/pazar/2015/08/02/lavanta-kokulu-koy .

 

Sonra düştük yine yollara, istikamet Ölüdeniz. Fakat yoldaki Salda Gölü tabelalarına kanmadan duramadık, çok severiz Salda'yı. Tekrar hasbihal edelim dedik. Ertuğrul'u sudan çıkarabilene aşkolsun. Önceki Salda yazımız burada... Dönüşte son derece salaş bir yer bulup kararsız kaldık, fakat iyi ki de girmişiz. Burdur şiş gerçekten enfes yolunuz düşerse mutlaka deneyin.



Yol bizi oldukça yordu, fakat nihayet Fethiye'ye ulaştık. Niyetimiz kardeşim Talha'nın tavsiyesi üzerine Ölüdeniz Doğa Kamp'ta kalmaktı. Kampinglerden ağzı yanmış ben biraz tedirgindim fakat bu bir ilk oldu ve Doğa Kamp beni yanılttı. Burası bir aile işletmesi, gayet rahat ettik, temizdi. Konaklayanlar da genelde genç eğlenceli insanlardı.



Ölüdeniz iniş  yolunda manzara şahane. Vakit dar olduğu için etrafı pek alt üst edemedik. Ölüdeniz, Kayaköy ve Gemiler Koyu'nu gördük.



Hava çok sıcak olup bir de gebelik olunca daha akıllı uslu durduk. Yoksa o civarda yapacak çoook şey var. 

Orada 2 gün kalıp nihai durak Selimiye'ye yola çıktık. Aslında Fethiye ve çevresinde görecek çok yer var, bir dahaki sefere...
Yol üzerinde hep merak ettiğimiz bir yer daha vardı, Dalyan.



Tatilin en keyifli günü bu oldu. Vakit dar olduğu için bir tekneye binip İztuzu Plajı'na gittik. Kaya mezarları, caretta carettaler, mavi yengeçler hepsi muhteşemdi.



Çamur banyosuna mecalimiz kalmadı, yola devam edip Selimiye'ye ulaştık. Buradan sonrası klasik bir deniz, güneş kompozisyonu. Kumun bu ikilinin yanında pek yeri yok, zira her yer taş. Deniz ayakkabısı şart. Fakat yine de pek güzel, pek sakin, pek güzel, pek sakin. Kaldığımız otel de şahane idi. İşleten aile de pek nazikti.





Tavsiye eden Cansu' ya ve oğulları Oğuz ile bize katılıp tatilimizi şenlendiren Didem-Emre 'ye selam olsun... Beraber nice tatiller yapalım!


Yazıların devamı tembellik ve yorgunluk yakamdan düşer ve Feraye&Ertuğrul müsade ederlerse şayet yolda... Zira asli görevimiz oyun oynamaktır :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder