Ezcümle kış güzeldir

Zaman akıp gidiyor gitmesine ama, bu akış ne kadar muazzam ki her gün dönümü, her mevsim geçişinde farklı yüzler gösteriyor bize. Yazın kışı, baharda güzü özlüyoruz... Bu döngüde kışın hakkı yeniyor sanki biraz, oysa ki bu mevsimin de kendine göre güzellikleri mevcut. 

Örneğin aralık denince benim aklıma Akman'da içilen sahlep ya da kar yağarken titreyerek yenen kokoreç geliyor. Biraz hapsoluyoruz duvarlar arasına doğru, ama kendimizi sokağa atınca da abartıyoruz eğlenceyi, karlarda yuvarlanıp acımasız bir kartopu savaşının içine düşüyoruz; bazen de bir peri masalında gibi hissediyoruz kendimizi...






Ola ki kaçamak yapamadık, evde kalmak hayal gücümüzü besliyor tabii. Dışarıda yoksa içeride muhtelif kardanadamlarımız var... 



Yaratıcılık da öyle bedava değil, enerji lazım... Şükür ki enerji verecek çoook şey var, ilk sıra kesinlikle hamsi kokoreç ve kestanenin :)




Hava soğuk, ev sıkıcı ise salonlar hem sıcak hem eğlenceli. 
Bu kış Ertuğrul müzikal ile, tiyatro ile tanıştı. İlk olarak  daha önce paylaştığımız Devlet Opera ve Balesi'nin Çocuk Dünyası, sonra da Eti Çocuk Tiyatrosu'nda Kral Çıplak! 


Kral Çıplak hiç eskimeyen bir Andersen masalı. Pahalı giysileri, günümüz yaklaşımı ile bir nevi prestiji için çok çok paralar harcayıp halkını düşünmeyen ve sonunda rüsva olan bir kralın hikayesi. Oyunda çocuklar eğlendiler, öğrendiler; bizimki yaşça biraz büyük olsa daha çok eğlenirdi. 

Eti Çocuk Tiyatrosu neredeyse 15 yıldır ülkemizi şehir şehir gezip çocukları tiyatro ile ücretsiz tanıştıran bir sosyal sorumluluk projesi. Teşekkür etmek lazım. Sadece büyük şehirler değil ufak ilçeler de nasipleniyorlar bu güzel etkinlikten :)



Sadece Ertuğrul değil biz de bu kış bir sürü konser, gösteri, oyun izledik. Fakat Metin'in de benim de aklımızda yer eden kesinlikle Ankara Devlet Tiyatroları'nın "Bizim Yunus" adlı oyunu; senaryo, dekor, ışık, Okan Şenozan'ın performansı kesinlikle muhteşemdi.

2013'ten beri sahneleniyor oyun. 1 perde ve yaklaşık 1 saat sürüyor. Bir kez daha gidelim diye heves edip duruyoruz. Oyun sonunda bizim gibi bir sürü seyirci Okan Bey'i tebrik etmek için bekledi, bir oyuncu için çok mutluluk verici olmalı. Stüdyo sahne ufak bir sahne, minik bir topluluğa sahneleniyor oyun ve oyunun içine mekan olarak da giriveriyorsunuz. Tasavvufa da azıcık merakınız varsa kesinlikle gidin...



“Sormuşlar Derviş’e,

Hayat nedir?
Demiş ki Derviş:
Hayat gelip geçen bir gölgedir, hayat bilmecedir. Attığın her adım bir hece, çözene gündüz, çözmeyene gece.
Peki sevgi nedir?
Derviş:
Gönül sevdiğini bulmuş ise başkasını anar mı hiç. Ben ve Sen gafletini aşıp Biz olanların rızkıdır aşk…
Tekrar sorarlar, bu şiirleri nasıl yazıyorsun böyle..?
Derviş cevap verir:
Aklımda sevdiğim olunca kelimeler gökten düşüyor yüreğime.
Evreni tanımak istiyorsan onu yeniden içinde kurman gerek, Yûnus gibi…”

Ezcümle kış güzeldir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder